Lise, üniversite çağındaki gençler, "1. Fütüristler Zirvesi Karikatür Yarışması'na katılın!" Birinciye Fujitsu Siemens Amilo Pa 3553 Laptop bilgisayar, ikinciye i-pod, üçüncüye dijital kamera...
» Ana Sponsor

» Resmi Sponsor
» Yeni Nesil Sponsoru
» Kurumsal Sponsorlar
» Hizmet Sponsorları
» Teknoloji Sponsoru
» Öğrenci Sponsorları
 
» Yarışma Sponsoru
» Medya - TV Sponsoru

Sık Sorulan Sorular

Hepsini Gizle | Hepsini Göster

Fütürist, Fütürizm nedir?

Geçmişte bir sanat akımını anlatmak üzere kullanılan fütürizm, günümüzde ‘gelecekçilik’ olarak yaygınlaşıyor. Fütüristler, basit anlatımla, "gelecek senaryoları üzerine düşünen ve geleceğe dair uzgörülerde bulunan kişiler olarak tanımlanıyor. Fütürist olmak için, özel eğitim almak, herhangi bir önkoşul gerekmiyor. Gelecek için çalışmalar yapmak, bol bol senaryo yaratmak, hayaller kurmak ve kendine "fütürist" demek yetiyor. Gelecekle ilgili ciddi düşünen, daha iyi yarınlar için üreten herkes fütürist olabilir.

Fütüristler, birer "GOY" (Gelecek Okur Yazarı) aslında! Bireyler, kurumlar, toplumlar ve ülkeler için, gelecekte sosyal, teknolojik, ekonomik, ekolojik ve politik açıdan ne gibi gelişmeler olacağına dair alternatif görüş ve beklentiler geliştiriyorlar. Bilimsel temellere dayanan tahminlerde bulunuyor ve hayaller kuruyorlar. Geleneksel eğitim kalıplarının, artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyorlar. Bilinen öğretim sistemlerinin, insan beyninin müthiş kapasitesini sınırladığını iddia ediyor ve yaratıcılığı geliştirip kışkırtan yöntemleri teşvik ederek destekliyorlar. Her iş kolundan ve alandan pek çok fütürist, gelecekte neler olabileceğini ve bunların iş, aile ve sosyal yaşama etkilerini tahmin etmeye çalışıyorlar. 

Gelişen yaşam koşulları ve farkındalık düzeyi, "dünden bugüne geldik, bugünden de yarına gideceğiz" söyleminin yerini, "önce geleceği tasarlayacak, vizyonumuzu belirleyecek ve adım adım geleceğe doğru planladıklarımızı yaşayacağız" yaklaşımına bırakıyor. Bu bakış açısı yaygınlaştıkça, doğal olarak fütüristler de çoğalıyor; daha çok ilgi çekiyor, görüşlerine daha fazla önem verilip, startejik kararlarda daha çok danışılıyor.

Fütüristler arasında her meslek, yaş ve guruptan insanlar bulunuyor. Bu kişiler, dünyada World Future Society (www.wfs.org), Türkiye’de de Tüm Fütüristler Derneği (www.futurizm.org) olarak örgütlüler.


Fütürcan kime denir?
Fütürizmle uğraşanlara, özellikle genç olanlarına esprili bir sesleniş, takma ad.

Uzgörü ne demektir?

Uzak, uzman ve paydaşlarıyla uzlaşmacı görüşü anlatmak üzere kullanılmaktadır. 

İnsanı diğer canlılardan ayıran üstünlüğü; duygularını da kullanarak "düşünebilmesi". Geleceği düşünmek, merak etmek, önlem almak insanın ortaya çıkışıyla beraber var olan bir durum. Aslında, her kurumsal ve bireysel kararımızı geleceği düşünerek, farklı seçenekler arasında tercihler kullanarak yapıyoruz. Yakın denebilecek zamanlara kadar daha çok, temel bilimler ve teknoloji alanında çalışanlar, geleceği tahmin etmekle ilgili çalışmalar yapıyor, sosyal bilimlerse kısa dönemli tahminlere yöneliyorlardı. Geleceği tahmin etme çalışmaları 1930’larda başlayıp, 1960’larda gelişerek arttı. Araştırmacıların kullandıkları en yaygın yöntemler; Delfi Anketi (Delphi Survey), Senaryo Planlama (Scenario Planning), Karşılıklı Etki Analizi (Cross Impact Analysis) ve Bilgisayar Destekli Simülasyon olarak dikkat çekti. Bu yöntemlerden, Soğuk Savaş dönemi ve sonrasında başta Amerika olmak üzere, gelişmiş ülkelerle büyük firmalar, özellikle savunma sanayinde, daha çok teknolojik ilerleme ve strateji geliştirme gibi konularda yararlandılar. Geleceği tahmin- "forecasting"- yaklaşımında, yukarıda belirtilen yöntemlerden birini kullanarak en yüksek olasılığı belirlemek ağırlık kazanıyor ve aslında bugün hızla ağırlık ve önem kazanan ‘’uzgörü, foresight" yaklaşım ve çalışmalarının ilk temellerini oluşturuyor.

Özellikle 1973 petrol krizinin tahmin edilememesinden sonra, bu şekilde yapılan gelecek tahminlerinin geçerliliği ve güvenilirliği sorgulanmaya, iş ve yaşam koşulları, toplumsal yapılar karmaşıklaştıkça karar verme sürecinde etkili olan faktörlerin değişmesi gerektiği tartışılmaya başlandı. Sadece, eğilimler-trendler-, itici güçler-driver-, ekonomik göstereler-economic inidicators- gibi belirleyicileri kullanan basit tahmin yöntemleri bu dönemden sonra tamamen ortadan kalkmadı, ancak temel varsayımları önemli değişikliklere uğradı. Zamanda süreklilik ve lineerlik kavramının olmadığı, süreksizliğin de olduğu varsayımının kabulüyle tahminler geleceğin, tamamen geçmişin bir uzantısı olmadığı düşünülerek ve çok deterministik olmayan bir biçimde yapılmaya başlandı.

1980'lerde gelecek odaklı politika ve strateji oluşturmada, gelişmeleri tahmin edip pozisyon almayı öngören "reaktif" yaklaşımın yerini, "proaktif" olmak aldı. Gelecek için farklı seçenekler olduğunu kabul eden, geleceği değiştirmeye, onu kontrol etmeye dayalı bir bakış açısı benimsenmeye başlandı. Bu dönemlerden sonra, evrensel, ulusal, bölgesel, sektörel ve hatta kişisel gelişmeleri tahmin etmenin sadece teknolojik Ar-Ge çalışmalarıyla mümkün olmadığı, sosyal, psikolojik, ekonomik ve politik boyutların da bütün bir sistemi etkilediği, bu faktörlerin de göz önüne alınması gereği fark edildi. Ekosistem, interdependency-birbirine bağlımlılık- kavram ve yaklaşımları yaygınlaştı. Bilim ve teknoloji alanında dahi pazar odaklı, sosyal ve demografik eğilimleri göz önüne alan geniş bir bakış açısı ağırlık kazandı.

Artık geleceği tahmin etmek, sadece uzman veya bilim insanlarının değil, bütün paydaşların katıldığı, uzlaştığı bir gelecek vizyonu oluşturma süreci olarak algılanıyor. "Geleceği Yönetmek", hatta "Değişimin Önüne Geçmek"  ‘Geleceği Tasarlamak’ gibi yaklaşımlar benimsenmeli deniyor. İşte bu gelişmeler bizi  'Uzak görüş', 'Uzman görüş' ve 'Uzlaşmacı görüş' anlamlarına dokunan "uzgörü"  ile buluşturuyor. 
Uzgörülü olmak, yaratıcı, problem çözücü, esnek, katılımcı ve organize bir yaklaşımla uzun dönemli gelecekle bağlantı kurmayı, geleceği yönetmeyi ve yaratmayı amaçlıyor. Gelecekte başarı için artık öngörü yetmiyor, "uzgörü" lü olmak gerekiyor.


Kişisel Gelecek Planlaması nedir ve nasıl yapılır?

Gelecekte neler olacağını bilmek, insanların en büyük arzusu. Aynı zamanda en temel kaygısı. Son yıllarda, özellikle fütüristler, farklı bir bakış açısı getirerek, kişisel geleceği planlamanın da öğrenilebilir, geliştirilebilir bir "yetkinlik" olduğunu iddia ediyorlar. Bireylerin, geliştirecekleri yeni yaklaşım ve davranış setleri ile istenilen yaşamı planlayabileceklerine dikkat çekiyorlar.

Strateji ve planlama, daha çok askeri, teknik ve iş gibi kurumsal alanlarda geçerliliği olan kavramlarken, artık bireylerin kendi hayatlarını planlayıp stratejilerini oluşturmalarından da bahsediliyor, metodolojiler öneriliyor. Bu konuda ilk çalışma yapanlardan biri, Fütüristler Zirvesi konuşmacılarından, Amerikalı Fütürist; Verne Wheelwriht, Türkiye’de ilk uygulayan M-GEN Gelecek Planlama Merkezi.

Geleceği planlamak, gittikçe önem kazanıyor. Öne çıkan yaklaşımlardan biri, "Bugünün geleceği etkilemesi kadar gelecek de bugünü etkiler" diyor. Bu bakış açısının dayanağı, ekonomideki "rasyonel beklentiler" (rational expectations) teorisi. Kısaca açıklamak gerekirse, "Bir şeyin bugünkü fiyatı, dünkü fiyatla değil, geleceğin nasıl algılandığıyla oluşuyor". Artık, çoğu insan, kaderciliğe karşı durarak, geleceğin tohumlarının bugünden atıldığını kabul ediyor. Bu yaklaşım, "geleceğin de bugünü belirlediğine" dikkat çekiyor.

Teknoloji ve bilimin gelişmesiyle, çok kısa bir süre önce bilmediğimiz bir sürü şey baş döndürücü bir hızla yaşamımıza giriyor. Tüm bunlar, "insanoğlu, hayal ettiği her şeyi gerçekleştirebilme yeteneğine sahip olduğu için" gerçekleşiyor. O zaman başlangıç noktası "hayaller"...
Fütüristler, gelecek planlaması için yaşam evrelerinin hangisinde olduğunuzu ve koşullarınızı belirleyin, diyorlar. Yaşamı basitçe, "ilk gençlik (15-19), gençlik (20-25), genç yetişkinlik (26-29), yetişkinlik (30-39), orta yaşlılık (40-60), yaşlılık (60 ve üzeri)" olarak devrelere ayırıyorlar. Sonra, hayatınızın hangi evresini ve kaç yılınızı planlayacağınızı saptamanızı istiyorlar.

Diyelim ki yetişkinsiniz ve orta yaş evrenizi (40-60), başka bir deyişle gelecek 20 yılınızı planlayacaksınız. "O yıllarda nasıl bir hayatım olsun?" sorusunu yanıtlayarak hayal ve senaryolar kurmanız gerekiyor. Böylece, kişisel yaşam vizyonunuzu belirliyorsunuz. Takip eden adımda, "Hayallerimi gerçekleştirmek için ne yapmalıyım?" diyerek misyonunuzu netleştiriyorsunuz. Bundan sonra, hedeflediğiniz gelecek yaşam evreniz için stratejilerinizi (Nasıl yapacağım?) oluşturuyorsunuz. Son olarak, plan (Neler yapmalıyım?) ve programınızı (Ne zaman yapmalıyım?) detaylandırarak uygulamaya geçiyorsunuz.
Bir planı yaşarken, iyi kötü, öngörülememiş gelişmeler olabiliyor. Diğer planlar gibi yaşam planlarını da zaman içinde gözden geçirip düzeltmek gerekiyor. Onun için, bunları yazılı yapmanız, hararetle tavsiye ediliyor.

Aslında, gelecek hakkında pek çok bilgiye sahibiz. Ne yazık ki, bunları yararlı ve kullanılabilir hale getirmek için pek azımız yeterli vakit ayırıyoruz. Bu nedenle, gelecek hakkında çalışanlar (fütüristler), bireylerin gelecekle ilgili fikirlerini, korkularını, umutlarını, inançlarını ve tereddütlerini netleştirmelerine yardımcı oluyorlar. Bireylerin verecekleri kararların kalitesini ve faydasını artırmaya çalışıyorlar.


Güzeltmek ne demektir?
Güzelleştirmek ve düzeltmekten türetilmiş, insanların birbirlerine, evrene olumlu etkilerini çağrıştırmak üzere kullanılan uyarlama bir kelimedir. İlk kez, Sn. Yelda Karataş tarafından bir çocuktan duyularak kullanılmıştır.

Nano Teknoloji nedir?

Nano, Yunanca ‘cüce’ demektir. Nano ile tanımlanan ifadeler, herhangi bir ölçünün milyarda birini gösteriyor. Örneğin; nanometre, metrenin milyarda birini (1nm =1/1000000000 m) ifade ediyor. Bu kadar küçük boyutlardaki üretim teknolojisi nicem (kuantum) fiziğinin verdiği olanaklar doğrultusunda birçok şekillerde atom ve molekülleri ucuz yollarla düzenlenmesini sağlıyor.

Uzmanlar tarafından, bir toplu iğnenin başına yerleştirilebilecek süper bilgisayarlar, insan hücresinden küçük, kanser hücrelerini, enfeksiyonları, damar tıkanıklıklarını ve yaşlılığı bile giderebilecek tıbbi nano-robot ordularının yapılabileceği belirtiliyor. Nano teknoloji sayesinde bilgisayarlar günümüzdekilerden milyarlarca defa daha güçlü olacak ve yeni tıbbi cihazların özellikleri bugün iyileştirme yöntemlerini bildiğimiz hastalıklara karşı daha etkin ve iz bırakmadan, çabuk bir şekilde uygulamamızı sağlayacak. Yeni tedavi yöntemleri bulma yönündeki umutlarımızı arttıracak, bu yeni ve çok titiz üretim metotları günümüzün kirleten üretim şekillerinin de ortadan kalkmasını sağlayacak. Moleküler üretim, isteneni çok çok daha etkin verecek (ne eksik, ne fazla), böylece kirletici maddeler oluşamayacak.

Bunlar üzerinde, ilk fikirler olarak 60`lı yıllarda ortaya çıkmış ve 90’lı yıllarda daha fazla araştırma yapılmaya başlamıştır. Yeni enerji gereksinimi ve artan çevre kirliliği bu araştırmaları hızlandırıyor. Kısa zamanda dünyada tüm mekanik üretim anlayışını ortadan kaldıracağı ve yepyeni mesleklerin doğmasına yol açacak Nano Teknoloji, günümüzde daha çok kumaş, boya ve araba sanayinde, temizlik için ve yüzey kalitesini artırmak için zaten kullanılmaya başlandı.

Her gün yeni ürünlerle tanışıyoruz. İşte gelecekte kullanacaklarımıza dair örnekler;

> Videoları izlemek için tıklayın

futuristlerzirvesi
futuristlerzirvesi
futuristlerzirvesi
futuristlerzirvesi

Ve… geleceğin giysilerinden bazıları:
1
Anti-Aging t-shirt, Nano t-shirt
E vitamini ve özel bir enzim ihtiva ederek yaşlanmanın belirtilerini azaltıp, cildi ultra viole ışınlarından koruyor. Tasarım ve icat; Kanebo Spinning

2
Bu anlık giysi, kimyasal formüllü  dokumasız bir buluttan oluşarak doğrudan cilde sıkılıyor. Tasarım ve buluş; by Manel Torres of Fabrican


Genetik nedir?
Genetik nedir?  

İlk olarak Gregor Mendel’in yaptığı çalışmalarla bilim dünyasında tanındığı için, Mendel "genetiğin babası" olarak da adlandırılıyor. Genetik veya kalıtım Yunanca’da  “genno” yani doğurmaktan geliyor.  

Genetik, canlının bütün özelliklerinin eski kuşaktan yenisine nasıl geçtiğini inceleyen bilim dalıdır.  

Genetik bilimi 20’nci yüzyılın ilk yarısında bilim insanları arasında heyecan ve merak uyandırsa da asıl etkisini ikinci 50 yılda DNA'nın moleküler yapısının keşfedilmesiyle göstermiş, bir anda bilimcilerin göz bebeği haline gelerek, 1980'li yıllarda gelecek yüzyılın bilimi olarak nitelendirmiştir. 1990’lara gelindiğinde DNA dizinin haritasının çıkarılma fikri için ilk kez somut bir adım atılarak, uluslararası bir konsorsiyumun ittifakıyla İnsan Genom Projesi başlatılmıştır.  

Tarihin en önemli bilimsel gelişmelerinden biri olarak kabul edilen söz konusu ‘harita’ sayesinde hastalıkların nasıl ortaya çıktığı konusunda yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Bu bilgiler hem yeni ilaç moleküllerinin ve tedavi metodlarının geliştirilmesinde, hem de bireylerin sağlık önceliklerini belirleme ve hastalıklardan korunma modellerinin geliştirilmesinde kullanılmaktadır.  

Genetik bilimi, günümüzün en çok öldüren hastalıkları kalp, inme, diyabet, kanser gibi kronik kompleks hastalıkların yanı sıra  nadir görülen genetik hastalıklarla ilgili önemli bir açılım sağlamıştır. Bireylerin başta genetik yapıları olmak üzere kişiye özel bilgilerinin analizleri ile hastalıklar daha ortaya çıkmadan önlem alma, var olan hastalıkları kişiye özel ilaç ve diğer tedavi metodları ile etkili bir şekilde tedavi etme ve komplikasyonları önleme mümkün olabilecektir. Bu yaklaşımlar günümüzde kişiye özel tıp başlığı altında toplanmaktadır. Kişiye özel tıp alanındaki bilimsel gelişmelerin insan hayatına giren somut hizmetlere dönüşümü süreci geçtiğimiz yıllarda başlamış olup yakın gelecekte tüm dünyada yaygınlaşması beklenmektedir.  

& Yaşamın efendisi: DNA molekülü  

DNA (Deoksiribonükleikasit)  4 farklı bazdan oluşur:  Adenin, Timin, Guanin ve Sitozin (A,T,G ve C)  

13 

DNA molekülünün yapısı, kendi ekseninde dönen ve iplerle bağlanan bir asma merdivenine benzer. Merdivenin kenarları şeker  ve fosfattan, basamakları da 4 maddeden; Adenin-A, Timin-T, Sitozin-C, Guanine-G den oluşur.  

 

Bunları biliyor muydunuz? Her bir hücremizdeki DNA’yı bir ucundan tutup açsak, uzunluğu 1.5 metreyi geçer. DNA hücrenin içinde santimetrenin trilyonda biri boyutunda katlanmış olarak durur... 

2 3

İnsandaki toplam hücre sayısı 100 trilyon, bir insandaki farklı hücre çeşidi 210, her saniye ölen hücre sayısı yaklaşık 50 milyon kadardır. Her saniye yeni yaratılan hücre sayısı ise yine yaklaşık 50 milyon olmaktadır. Genlerimizin yüzde 99’unun bir biçimde karşılığı farelerde bulunduğundan, bilim adamlarının en fazla kullandığı denek hayvanı faredir. Şempanzelerin bir türünün insan DNA’sı ile örtüşen kısmı yüzde 98.5’tur. Genlerimiz bir solucanın genlerinden ise sadece üçte bir oranında fazladır...

  


M-GEN ne demektir?
M-GEN, "Millennium GENeration" ifadesinden türetilmiş bir kısaltma olup, Kişisel Gelecek Planlaması alanında, kurum ve bireylere strateji danışmanlığı, eğitim hizmetleri vermek üzere  2006 yılında kurulan, ilk fütürist  şirket ve merkezin adıdır. Daha fazla bilgi için > www.m-gen.biz

Geleceğin Meslekleri nelerdir?
M-GEN Gelecek Planlama Merkezi tarafından yapılan araştırmalarla uzgörüye göre hazırlanan, geleceğin mesleklerine dair bazı örnekler aşağıdadır:

İlave etmek istedikleriniz, katkılarınız için lütfen info@m-gen.biz e mesaj atın, uygun görülmesi halinde, isminizi kaynak göstererek, listeye eklensin.

  • Taşeron- Fason Yöneticiliği
    Kurumlar sabit, ücretli çalışanlar kadar, hatta daha fazla, kendi uzmanlık alanlarında bağımsız hizmet sağlayıcı kişi ve/veya küçük-butik kurumlarla çalışacaklar. Taşeron- Fason Yöneticiliği Değişik yapılardaki çok sayıda taşeron-fasoncu arasındaki rekabeti yönetmek ve uyumu sağlamaktan sorumlu olacaklar.
  • Değişim Yöneticiliği
    Güncel operasyon sürerken, kurumların gelecek hedeflerini oluşturmak ve bunlara ulaşmak için değiştirilmesi gereken alanları (insan, teknoloji, ürün, hizmet, süreç, paydaş, iletişim vbg tüm unsurlar) uzgörüp, planlamak, iletişimini ve hazırlıklarını yapmak, teknolojik gereksinimlerini saptayıp, tedarik etmekle uğraşacaklar. Mevcut sistemin trübülansa girmeden akarcasına sürekli değişim geçirmesine liderlik edecekler.
  • Yönetici Menajerliği
    Her türlü kurum için en önemli kaynak, sermaye; bugünkülerden daha da üstün özelliklere sahip, yaratıcı insanlar olacak. Bu kişilerin en doğru işlerde olmalarını sağlayan, onları portföylerinde bulunduran menajerleri olacak. Tıpkı bugünün Sektöründe dev dünya şirketlerinin tepe yöneticilerinin kariyer ajansları gibi. Bu hizmeti bireyler kendileri de satın alacaklar.
  • Hot-line İşletmeciliği
    Teknik sorunları yerinde saptayıp, onaran tamircilerin yerini, uzaktan onarım yapan akıllı yazılımlar ve 3 boyutlu hologramlar alacak. Bugünün teknik servisleri bu şekle dönüşecek. Mekanik arızalar tamir edilmeyecek. Gerektiği durumlarda fiziksel tamir olmayacak, tüm parçalar değişebilecek.
  • Akıllı tedarik yöneticiliği
    Tedarik zinciri yöneticiliği, inovasyondan, üretime, ambalajlamadan, stoklamaya, taşımaya, faturalamaya, pazarlamadan satışa kadar tüm süreçlerde etkin ve sorumlu olacak. Tedarik Zinciri Yöneticiliği, Akıllı Tedarik Yöneticiliğine dönüşecek. Akıldan-Tezgaha kadar ve hatta yeniden dönüşüme kadar, tüm süreçlerde etkin olacak, maksimum düzeyde yazılım, uzaktan tanıma sistemleri ve robotik cihazlar kullanılacak.
  • Sanal Market işletmeciliği
    Bugünün perakende sektörü yöneticilikleri büyük ölçüde Sanal Market İşletmeciliği ve Yöneticiliği ile yer değiştirecek. Her türlü alışverişin çoğu internet üzerinden yapılacağından perakende satış noktalarının ve bu tür mekanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurgulanmış tüm diğer servis sağlayıcı kişi ve kurumlar robotik,  sanal sistemlerle yer değiştirecek. Tüm bu sistemlerin yöneticiliği, yaratıcı uygulamalar geliştirilmesinden sorumlu poiziyon; Sanal Market İşletmeciliği olacak.  
  • Robotik Sorunlar Avukatlığı
    Üretim ve hizmet alanlarında satın alınan robotların kullanımında karşılaşılan sorunların çözümünde, robotları üreten, satan, kullanan kişi ya da kurumların hak ve sorumlulukları alanında çalışan sektörel uzman Avukatlar olacak.

  • Senaryo Tasarımcılığı
    Eğitim, iletişim sistemlerinde bir şeyleri anlatmak ve sadece film izletmek yeterli olmayacak. 5 duyuya hitap eden 3 boyutlu görsellerin, uygulamaların cazibesi artacak. Her türlü konu için senaryo yazmak, hikaye kurgulamak onları çekmekten, teknolojiye aktarmaktan daha aranılır bir özellik olacak. Kurum ve kişilerin geleceğine ilişkin uzgörüleri senaryolaştıran, strateji gelişimine yardımcı olup, zemin hazırlayan senaristler en aranan mesleklerden olacak.

  • Yapay Zeka Pazarlamacılığı
    İnsan düşünce sisteminin elektronik cihazlara aktarılması sonucu ortaya çıkacak ürünlerin satıcıları.  Örnek bir pazarlamacı sunumuJ "Bakın bu küçük aleti uyurken odanıza koyarsanız, siz uyanırken vücut ısınızın değişiminden, beyin dalgalarınızdan bunu anlayıp, ışıklarınızı, açacak, sevdiğiniz müziği başlatacak, oda sıcaklığını sizin istediğiniz düzeye getirecek sistemleri çalıştıracak" şeklinde olacak.

  • 5 duyu Reklam Tasarımcılığı
    Yapay zeka ile koku almak, dokunuş hissetmek vbg duygular da uzaklara  iletilebilecek. 5 duyuyu hissettirebilecek teknoloji ile sunulan reklam spotlarının tasarımcılığı en popüler, yaratıcılık gerektiren alanlardan olacak.

  • Soru Bankası Tasarımcılığı
    İnsanların kapasiteleri giderek artacağından, gelişim sağlayacak, yeni şeyler sorabilmek zorlaşacak. Yenilikleri tetikleyecek soru sorabilmek ayrı bir uzmanlık alanına dönüşecek. Sektörel, tematik soru bankaları gelişecek. Bunların tasarımcıları en arananlardan olacak.

  • Elektronik gazetecilik
    Ekolojik nedenlerden ve yeni nesillerin algı sistemlerindeki evrimsel değişikliklerden dolayı kağıttan öğrenmenin yerini internet üzerinden dijital gazetecilik, mobil yayınlar vbg alacak. Statik haberlerin, fotoğrafların yerini hareketli, sesli yayınlar alacak. Erişimleri, içerikleri, zamanlaması vbg de kişisel tercihlere göre seçilebilir nitelikte olacak.

  • Duygu Tasarımcılığı
    Genetik ve nano teknolojilerin gelişmesi ile yapılacak işe, yaşanılacak duruma uygun duyguların belirlenmesi ve gerekli kimyasal drog reçetelerinin, yapay zeka, sanal ortam uygulamalarının kurgulanması mümkün olacak. Bunu ihtiyaca göre Duygu Tasarımcıları yapacak. Bugünün "image maker’ları" muhtemelen bu işleri yapıyor olacaklar.

  • Gen Terapistliği
    "Geçmiş olsun, hayrola neyiniz var?" dendiğinde verilecek yanıtlar çok daha özel ve belirgin olacak. "Solunum fonksiyonlarımla ilgili sorun var, akciğer hücrelerime gen terapisi alıyorum" gibi... Bozuk genlerin tespiti ve düzeltilmesi ile ilgilenen, hatta gen haritasına göre ileride hastalıklara yol açacak genleri önceden tespit edip, önlem alacak programları geliştirenlere Gen Terapistleri diyeceğiz ve bu meslektekilere çok önem vereceğiz.

  • Genetik Ekonomi
    Genetik teknolojiyle ilintili her şey, tıpkı bugünün dijital devrim zenginleri gibi genetik zenginleri, iş alanları oluşacak. Oluşmaya başladı bile. Bu tür sınırsız ürünün satış piyasasının yönetilmesi, yepyeni bir ekonomik yapı ve boyut yaratacak. Tüm güç dengeleri genetik teknoloji ve ürünlerine sahip kişi, kurum, toplumlar lehine değişecek.

  • Bilgi Madenciliği
    Sınırsız bilgi üretme, yayma kapasitesi nedeniyle insanların;  "neyi bilmek, neyi bilmemek gerekli, gerekli olmayanlar nasıl elenecek, asıl ve öncelikli olanlara nasıl erişeceğim?" sorularına yanıt vermeye yarayacak sistemlerle uğraşanlara "bilgi Madencileri" denecek. Bilgi okyanusundan iletişim teknolojileri, yapay zeka uygulamalarıyla güncel global gelişmeleri yakalamak, ayıklamak, birleştirmek, gerekli ve öncelikli olanları seçmek, kullanılabilir hale getirmek başlı başına ve en önemli iş alanlarından biri olacak.

  • Alternatif Besin Müh.
    Beslenme için gerekli maddelerin konsantre ve karma tabletlere, sıvılara  dönüştürülmesiyle uğraşacaklar. Genetik ve Nano teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanarak insanların beslenme ihtiyacına yanıt verecek alternatifler üzerinde çalışacaklar. Geleneksel tarım, hayvancılık, kaynakları, üretim sistemleri insanların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta, yararlı olmakta yetersizleşiyor. Buna çareyi alternatif besin mühendisleri bulacak, diyet reçetelerinden kurtulacağız.

  • Franken Food Denetçiliği
    G
    enetiği ile oynanmış ürünlerin sağlığa zarar vermemesi için oluşacak denetim mekanizmaları ve bunları uygulayanlara denecek.

  • Siber Teknoloji Mühendisi
    Insansı robotik sistemler, yapay zeka ve bunların entegrasyonu üzerinde çalışacak hayati mesleklerden biri olacak.

  • Enformasyon-Bilgi Mühendisi  
    ;
    Bilgi Madencilerinin işlediği , derlenmiş bilgilerin uygun kişilere, uygun içeriklerde ve formatlarda iletilmesi için çalışanlara denecek.

  • Nano Yapı Mühendisi
    Nano teknolojinin inşaat, yapı sektörüne kazandıracağı ürünleri maksimumda geliştiren, kullanan, bugünün inşaat mühendislerinin yerini alacak dal. Geleceğin mimar ve mühendislerine benzer işleri yapanlar sadece yaratıcılıklarını kullanacaklar, çünkü tüm hesap ve çizimleri, üstelik boyutlu prova verecek şekilde robotik sistemler yapacak.

Nesiller, Baby Boomer, X,Y,Z kuşaklar ve özellikleri nelerdir?

1946-1964 - Baby Boomer Kuşağı (BB): En yaşlısı 62, en genci 44 yaş civarında.   
Gazlı radyo, kurmalı gramofon, gazlı buzdolabının olduğu ortama doğdular. Sadakat duyguları yüksekti, kanaatkarlardı, tek bir yerde uzun süre çalıştılar, teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimsemediler. Toplumsal olaylara tepki gösterdiler, idealist ve otoriteye saygılıydılar. İstediklerini elde ettiklerinde mutlu ve tatmin oldular. İkinci Dünya savaşından sonra doğan 1 milyar bebeğe ''Baby Boomers'' deniyor. Bu bebekler büyüdükçe, onların ihtiyaçlarına göre çeşitli sektörler de her on yılda bir müthiş büyüme gösteriyorlar. 60'lı yıllar; fast food, 70'li yıllar; bebekler evlenme çağına geldiği için gayrimenkul, 80'li yıllar; elektronik ev aletleri, mikrodalga gibi küçük ev aletleri, 90'lı yıllar; internet ve cep telefonu yılları oldu.  2000 sonrası bebeklerin artık paraları var ve yaşlanmak istemediklerinden ''iyi hissetmek, iyi görünmek'' için wellness sektörünü patlattılar.

1965–1979 - X Kuşağı: En yaşlısı 43, en genci 29 yaşında. Merdaneli çamaşır makinesi, transistorlu radyo, bantlı teyp, pikapla anıştılar, kullandılar. Sadakat duyguları duruma göre değişir, daha iyi kariyer imkanları ararlar, çoğu teknolojiyi kerhen, zorunluluktan kullanmaya başladı. Toplumsal olaylara duyarlılar, iş motivasyonları var, otoriteye saygılı ve kanaatkarlar.

1980-2003 - Y Kuşağı: En yaşlısı 28, en genci 18 yaşında. Televizyon, müzik seti, video, kamera, çamaşır, bulaşık makinesi ile tanıştılar. Sadakat duyguları az.  Yaşamak için çalışmak istiyorlar. Teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi. Narsist, bireyci ve girişimciler. Çalışmayı sevmiyor, eğlenceyi, kazanmayı çok seviyorlar. Otoriteye saldırgan davranıyorlar, tatminsizler, istekleri çok. Hızlı tüketiyorlar.

2000-2021- Z  Kuşağı: Net kuşağı da denen bu ufaklıkların en yaşlısı 8 yaşında. Bunlar tam teknoloji çağı çocukları. Teknoloji oyuncakları. Taşınabilen, hep yanlarında olan küçük aygıtları, bilgisayar, MP3 çalar, i-Pod’ları, cep telefonları, DVD oynatıcıları ayrılmaz parçaları. Web’de sörf, mesajlaşma, blogging, chat, facebook gibi çeşitli dijital eğlencelere doğdular. Onlar, ev ödevi yapamadıklarında ‘’elektrikler kesildi, ondan yapamadım’’ değil; ‘’internet bağlantımı kopuk olduğu için yapamadım’’ diyerek doğan nesil.

Refah düzeyi ebeveynlerininkinden daha yüksek, daha güvenli ve korunaklı ortamlara doğdular. Bu, onları aile koşul ve değerlerine, aynı zamanda da birbirlerine daha bağımlı hale getirirdi. Yeni teknolojik olanaklarla iletişim ve ulaşım kolaylıkları ile hep bir aradalar. Uzakta olsalar bile ufak cihazlarıyla her an sözel, hatta görsel iletişim kurarak, birbirlerine bağlanabiliyorlar. Onlar, önceki jenerasyonlardan farklı olarak, ‘network’ gençleri; çeşitli ağların üyeleri oluyorlar. Daha çok ve kolay ilişki kurmak pozitif etkiler kadar, aşırı uçlarda negatif sonuçlara da zemin hazırlıyor. Uzaktan da ilişki kurabildikleri için, fiziksel olarak tek başlarına, yalnız yaşıyorlar ve yaşayacaklar.

Aynı anda birden fazla konuyla ilgilenebilme (multi-tasking) becerileri gelişiyor. İnsanlık tarihinin, el, göz, kulak vb gibi motor beceri senkronizasyonu en yüksek nesli. Ancak bu avantajlar, dikkat ve konsantrasyon zorluklarıyla dezavantaja da dönüşebiliyor. İnsanlık tarihinin, el, göz, kulak vb gibi motor beceri senkronizasyonu en yüksek nesli.

Olanak fazlalığı, eğlenceyi erteleme güçlüğü yaşamalarına neden oluyor.  Bu da onların başarıya giderken önlerine çıkan en önemli engel haline geliyor. Bunlar dijital çağda büyüyen, yaşayan ilk nesil. Geleneksel eğitim yolları, onlar için yeterli ve etkin görünmüyor. Algılamalarını sağlamak ancak işbirliği içinde, katılımcı olmalarıyla mümkün. Onlar kendi zamanlarında, kendi belirledikleri koşullarda öğrenmek istiyorlar. Yaratıcılığa izin veren aktivitelerden hoşlanıyorlar. Kendilerini ilgilendiren ‘gerçek yaşam’ konuları ilgilerini çekiyor. Onlara bir şey kabul ettirmek, birlikte bir şey yapmak, ancak Z-Kuşağı çocuklarının ‘’aktif  katılımcı’’ olmasıyla sağlanabiliyor. Edilgenliği kabul etmiyorlar.

Uzun dönemli hafızaları, ezberden çok oyun, hikayeleştirme ve hayallerle etkin hale gelebiliyor. Bir şey öğretirken, canlandırmayla onların kendi örneklerini oluşturmaları işi kolaylaştırıyor. Kotarılması gerekenlerle kendi yaşam deneyimleri arasında ilinti kurmayı istiyorlar. Aksi halde tepkili oluyorlar.

Sonuç odaklılar. Sorgusuz yaşayacaklar çünkü, iş yaşamına atıldıklarında karar vermelerini gerektiren her şey sistemler tarafından yapılıyor, yapay zeka tarafında karar veriliyor olacak. Çok diplomalı, uzman ve buluşçu olacaklar. Yaşamlarında otorite kavramının önemi kalmayacak. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler.


Filantropi ne demektir?

Filantropi (hayır severlik, bağışcılık); "Dünya’nın bize verdiklerini, Dünya insanıyla paylaşma" felsefesine dayanıyor. Hızla küresel sorunlar haline dönüşen insanlık problemleriyle ilgilenmeyi, onlara çözümler bulmayı ve eyleme geçmeyi teşvik ediyor, örgütlüyor. Karşı karşıya olduğumuz insanlık sorunları, yeni yaklaşımların, değerlerin yükseltilmesi, yüceltilmesiyle aşılabilir inancı yayılıyor. Dünya’mız ve insanlık barışçı ve uygulanabilir çabalara ihtiyaç duyuyor. İşte Filantropi bunlara çare olabilecek ve giderek yükselen bir değer. Önemi her geçen gün daha fazla anlaşılan bir yaklaşım olarak parıldıyor, umut veriyor. Dünya’da her geçen gün etkinlikleri artan sivil toplum örgütleri ve özellikle vakıflar bu anlayışla faaliyet gösteriyorlar. 35 Milyar Dolarlık varlığı ile halen dünyadaki en büyük filantropi kuruluşlarından biri Gates Vakfı.

filantropia


» Medya Sponsorları
Merve Sonbay | Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği'ne destekte bulunmak ve bağış yapmak için tıklayınız  
© 2008 M-GEN Gelecek Planlama Merkezi
Bu site içeriğindeki tüm materyaller ve M-GEN’e ait tüm marka, metot, simge, şekil, isim, deyiş, materyal, yazı, makale, görüntü, doküman, fotoğraf, resim, ses, oyun, veya sair fikir ürünleri
Telif Hakları ve Marka-Patent Hakları ile ilgili yasal mevzuat uyarınca korunmaktadır. Aynı şekilde sitede kullanılan diğer marka ve işaretler, ilgili kişi ve kurumlara aittir, ilgili marka-patent hakları yasal mevzuatları kapsamında onların sorumluluğu altındadır. Bu site kanalı ile bağlandığınız diğer sitelerde yayınlanan içerik, bağlanılan sitenin sorumluluğu altındadır. Bağlanılan sitelerdeki içerikler nedeniyle M-GEN’e sorumluluk yüklenilemez, yöneltilemez. Bu siteyi ve içeriğini değiştirme hakları M-GEN tarafından mahfuz tutulmaktadır.
tr en